10 Ağustos 2024
İnsan Haklarını İşlemek: Bir Sanat Atölyesi
İnsan haklarının kişisel hatıralar üzerinden işlendiği atölyede, katılımcılar haklar ve sanat konseptlerinin bir araya geldiği bu özgün etkinlikte buluştular. Atölye, sanat ve hafıza kavramlarının insan hakları bağlamında nasıl bir araya geldiğini keşfetme fırsatı sundu.
İnsan Hakları Akademisi, Hafızayı İşliyorum, Friedrich Naumann Vakfı Türkiye ve Karakutu tarafından düzenlenen "İnsan Haklarını İşliyorum: Fotoğrafa Nakış" atölyesi, 10 Ağustos'ta Friedrich Naumann Türkiye ofisinde gerçekleşti.
Nakış ile İnsan Haklarını birleştiren bu benzersiz sanat atölyesi, katılımcılara hem keyifli vakit geçirme, hem de insan hakları ile ilgili farklı bakış açılarından öğrenme imkanı sundu. Sanatın, tarih, hafıza ve insan hakları üzerine düşünmeyi ve bu konuları irdelemeyi sağlayan bir araç olarak kullanıldığı bu atölyede, katılımcılar, geçmişleriyle somut bağlar kuran, kendileri için anlamlı olan fotoğrafları getirdiler.
Dikiş işlemine başlamadan önce, bu fotoğrafların ardındaki hikayeler ve insan haklarıyla olan geniş kapsamlı bağlantıları üzerine anlamlı sohbetler gerçekleştirildi. Bu diyalog, yaratıcı sürecin zeminini hazırladı. Konu uzmanı Damla Sandal, dikiş sürecini yönlendirirken, dikmenin anıları onarma ve koruma sembolik sürecine nasıl dönüştüğünü gösterdi. Katılımcılar, fotoğrafları işlerken, parçalanmış anıları bir araya getirerek, göz ardı edilebilecek ya da unutulabilecek hikayeleri onurlandırma ve koruma amacı taşıdı.
Etkinliğin amacı, sanatı hem kişisel ifade hem de toplumsal yansıma aracı olarak kullanmaktı. Bireysel anıların kolektif tarih ve insan hakları ile nasıl iç içe geçtiğini vurgulamak bu etkinliğin merkezinde yer aldı. Atölyenin sonunda, grup olarak tarih, hafıza, sanat ve insan hakları arasındaki karmaşık ilişkileri tartışıldı, sanatın kişisel ile siyasi arasında bir köprü görevi görebileceği, iyileşme, anlama ve savunuculuk için bir alan sunabileceği fikrini pekiştirildi.
Program, tarih, hafıza, insan hakları ve sanat temalarını bir araya getiren bir grup tartışması ile sona erdi. Tartışmadan yaratıcı eyleme ve nihayetinde düşünmeye doğru yapılandırılmış bir ilerleme gösteren atölye, kişisel hafıza ile insan hakları arasındaki kesişimi sanat aracılığıyla güçlü bir şekilde keşfetme olanağı sundu. Etkinlik, katılımcıların geçmişleriyle yaratıcı bir şekilde ilgilenmelerine olanak tanırken, tarihin insan hakları perspektifiyle korunması ve yansıtılmasının önemini de vurguladı.